17 Nisan 2007 Salı

Köylü efendimizdir

Cumhuriyetin kuruluşunda belirlenen politik amaçlar arasında Köylümüzün kalkınmasını sağlamak için 'köylümüz efendimizdir'ilkesi labu edilmiştir.Ancak ne yazık ki bu amaca bir türlü varılamadığı köylümüzün bugünkü durumu açıkca göstermektedir.Köylününefendi olması onu başkasının mülkiyetindeki topraklarda çalışmaktan yani 'ırgatlık'tan kurtarmak ve toprak sahibi yapmakla mümkün olabiliğrdi.Toprağı olmayan ve bir ırgat olarak bakalarının torağında çalışarak yaşamını sürdürebilen köylü hiçbir zaman 'efendi' olamazdı ve olamadı. İleri batı ülkeleri uzun mücadelelerden sonra tarım ekonomisinden endüstri ekonomisine geçerken tarı m topraklarındaki mülkiyet meselelerini doğal bir gelişim içinde çözdüler.
Bizim gibi az gelişmiş ve ekonomisi tarıma dayalı ülkelerde feodal sisteme dayalı bir ekonomiden endüstrileşmeye geçiş ancak kapsamlı bir Toprak reformıundan geçmeden yapılamazdı.Ne yazık ki politik irade bunu başaramadığı için günümüzde de tarımda kapitalist bir üretime geçilememiş,tarım feodal bir sistem içinde yapılmaya devam etmiştir. Bu üretim biçimi sosyal alanda aşiretleri ve onların kuralların,geleneklernin sürdürülmesi sonucunu doğurmuştur.Başka bir deyişle eğer,bugün ülkemizin bazı bölgelerinde aşiret reislerinin eğemeliğinde çağımızla bağdaşmayan cinayetler ve tecavüzler,kadın-erkek eşitsizlikleri birer gelenek ve görenek olarak sürdürülebiliyorsa bütün bunların nedeni köylünün toprağa kavuşamamış ve dolayısile ÖZGÜRLEŞEMEM,İŞ' OLMASIDIR.
Günümüzde sadece doğu ve güneydoğu bölgelerinde değil Karadeniz bölgesinde bile miras konusunda Medenî Kanundaki kadın-erkek eşitliği uygulanmamakta ve kadın mirasçılrın hakları erkelerinkine eklenmektedir.Bazı istisnalar dışında kadın mirasçılardan hisselerine düşen miras payından faydalanmaya ya cesaret edemedikleri ya da geleneklere bağlılık nedeni ile bu adaletsizliğe ve eşitsizliğe katkandıkları görülmektedir.

Cumhuriyet sadece köylüyü efendimiz yapmayı amaçlamakla kalmamış kuruluşundan 20 yıl sonra da olsa Köy Enstitülerini kurmakla bu amacın gerçekleşmesi için gerekli bir aracı da yaşama geçirmiştir.Ne yazık ki torak reformu büyük tarım toprak sahiplerinin ekonomik ve politik güçlerine dayanarak hem toprak reformunu engellemeyi hem de bir süre faaliyet gösteren köy enstitülerinin kapatılması nı sağlamış olmaları yüzünden KÖYLÜMÜZ EFENDİMİZ olamamıştır.Köy enstitülerinin kuruluş yıldönümü olan 17 nisan da dün bazı ufak anımsamalar dışında gelip geçmiştir. Bununla 17 nisan KÖYLÜ SAVAŞIMLARI ULUSLARASI GÜNÜ olarak başta Lâtin Amerika ülkeleri olmak üzere bütün dünyada kutlanmıştır.

Köylü ve toprak meseleleri günümüzde tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de Lâtin Amerika yanında Asya v Afrika için de prolem olmayı sürdürmektedir.Üstelik köylü savaşımlarının konusu sadece toprak sahip olmakla sınırlı kalmamış buna,tohumluk,tarımürünleri fiyatlarının düşmesi,ieri endüstriyel ülkelerin tarımlarını geliştirerek rekabetçi olmaları,küreselleşmenin yoksul ülkeleri ve ülkeler içindeki köylülüleri daha da yoksullaştırmış olması gibi problemlerle karşı karşıya getirmiştir. Daha ileri giderek denebilir ki Fransa,Ispanya gibi endüstrileşmiş ülkeler köylüleri bile bu problemlerin büyük kısmı ile karşı karşıyadırlar. Daha geçen hafta Ispanyol köylüleri küreselleşmeye,tarıma etkileri yüzünden çevre kirliliğine ve tarımın diğer problemlerine dikkatleri çekmek için protesto gösterileri yapmışlatdır.
Bütün bu çabaları ne sonuçlar doğuracağını zaman gösterecektir.